18 Mart 2010 Perşembe

Yargısız Olmak


Son zamanlarda karşıma çıkan olaylara iyi ya da kötü yaftası yapıştırmak beni hep ters köşeye yatırıyor.Birgün bir telefon geliyor,sevinçli bir gelişme,ben daha telefonu kapatırken bakıyorum ki o gelişme üzerine 5 yıllık bir plan yazıvermişim tüm detaylarıyla..Sonra ne mi oluyor,öylece kalıveriyor o sevinçli olay,daha öteye gitmiyor,tabi benim yazdıgım plan tutmuyor.Bu durum üzerine düşünüyorum son günlerde.Hayal kurmak ,birşeyler istemek hayattan,çok güzel..Bunu zaten tüm spiritüel öğretiler söylüyor.Ama yaşam sürecinde" sadece isteyip bırakmak,takip enerjisi yaratmamak"lazım.Plan yapmak da detaya kaçınca egoya ait bir olgu oluveriyor.Keza olumsuz gözüken durumlar için de aynı şey söz konusu.Ne zamandır istediğim birşey var ki ,son iki senedir öyle bir takip enerjisindeyim ki sorma gitsin.Zihnim konuyla ilgili minnacık bir sinyali bile kaçırmıyor.Alıyor malzemeyi eviriyor çeviriyor,olacak mı olmayacak mı sürekli bunun derdinde,ben de farkındayım durumun ama zayıf noktadan yakalamıs beni,gayet güzel kullanıyor durumu.Tabi olay patlayınca da bende bir gerginlik,hayalkırıklıgı,küskünlük hali.Bugün yine aynı moddaydım,aynı gün içinde istediğim iki önemli şeyle ilgili biri için güzel biri için olumsuz olabilecek gelişme oldu.Ve bir anda içimden bir ses YARGIYI BIRAK dedi.Evet bana acı veren,hayalkırıklığı ve küskünlük yaratan şey tamamen benim olayları yargılamamdan kaynaklanıyordu.Bir anda aklıma defalarca hatmettiğim "şimdinin gücü" kitabı geldi.Üstad Eckhart Tolle'den.En son okudugumda kitaptan şu temel cümleleri bir not kağıdına yazıp işyerinde karşıma koymustum.1-Olana teslim ol 2-Yargılama 3-Yoğun şekilde şimdide mevcut ol 4-İçsel bedeninin enerji alanıyla temasta ol.Hani hep derler ya içselleştirmek istediğiniz şeyleri yazın görebileceğiniz bir yere koyun diye.Biranda sağolsun bilinçaltım 2. maddeyi getiriverdi aklıma.Ve ben anladım ki sorun benim olanları yargılamamda,gerek iyi gerek kötü.. Hemen aldım elime kitabı .Ve aslında kendimce hayatımda uyguladığımı düşündüğüm"olanı kabul et" kuralına uymadığımı anladım bu iki olayda.
Şöyle yazıyor kitapta:
Ve siz olanı tümüyle kabul ederek yaşadığınızda -ki bu akıllıca yaşamanın tek yoludur-artık yaşamınızda iyi ya da kötü diye birşey olmaz.Sadece kötüyü de içeren yüksek bir iyilik(en yüksek hayır)vardır.Ancak zihnin perspektifinden görüldüğünde ,iyi-kötü,hoşlanma-hoşlanmama,sevgi-nefret vardır..Hayat bunları güzelce öğretene kadar işin ucunu bırakmıyor valla:)
Son söz:Yargıyı bırakıyorum ve güveniyorum..