4 Ocak 2010 Pazartesi

Hayatta hiçbirşey tesadüf olmamalı..



Bir türlü bloguma düzenli yazmaya alışamadım.İçimi döktüğüm defterler ajandalar oldugu halde sözkonusu internet ortamı olunca otosansür uyguluyorum kendime.Sanal ortamda içimdekileri paylaşmak ,açık olmak konusunda zihnim engellerle dolu .Bu blog da daha önce yazmıs oldugum birkaç yazıyla kalakaldı terkedilmiş..
Ancak gectiğimiz haftasonu bir organizasyonda İpek Aral Kişioğlu ile tanısıp sohbet etme fırsatım oldu.Kendisi insan kaynakları dünyasından bir profesyonel,aynı zamanda da blog(lar) yazarı..Sohbetimiz sırasında konu blog dünyasına geldi.İpek Hanım'a da blog yazma konusunda ne kadar ketum oldugumdan bahsettim.Hatta halihazırda bir blogum oldugunu ama ne zamandır tek satır yaz-a-madığımı söylemedim bile..İpek Hanımsa bana yazmanın ve paylaşmanın insanı nasıl geliştirdiğini ve rahatlattığını anlattı..Aslında yazmanın guzelliğini biliyor ve yasıyordum ama kendi dünyamda.. Başlıkta da dediğim gibi bence tesadüf değildi konusmalarımız.Blog dunyasına okuyucu olarak bayılıyorum zaten.Ben de düzenli yazacağım artık dediğim de cok oluyordu..Bu sohbetin üzerine yazma isteğim cesaret buldu.Zaten ne zamandır kendimle ilgili,kendimi bir cok konuda nasıl farkında olmadan engellediğim ve sınırladıgımla ilgili çalısmalar yapıyordum.Zihnimdeki tüm engelleri kaldırmaya niyet edeli cok oluyor. Saf bir niyetle cıkılan yolda dogru zamanlama ile önünüze fırsatlar geliyor..Yani tesadüfen gercekleşmiyor hiçbirşey...Tabi fısratların farkında olmak ,her dokunusun hayatımızda bizi nasıl etkilediğini farketmeye açık olmak lazım.Ben de günlük koşuşturmaca içinde çogu zaman mesajları kacırıyor ama bazen de yakalıyorum sanırım:)Sözün kısası bloga yazma konusunda bu sohbet engelleri yerinden oynattı..Umarım devamı gelir...